Siyasetteki bu sert rekabet, her köşe başında kendini gösteriyor. İnsanların koltuk sevdası uğruna birbirlerine nasıl ihanet ettiğine, güç mücadelesinin nasıl hasetliği körüklediğine bizzat tanık oldum. Dostluklar, samimiyetten uzak, sadece çıkar ilişkilerine dayalı. Herkesin gözü daha yükseklerde. Bu da siyaseti, ihanet ve kıskançlık dolu bir arena haline getiriyor.

Şanlıurfa'da siyaset yapmak sadece halka hizmet etmekle sınırlı değil, aynı zamanda bu çetin mücadele ortamında ayakta kalabilmek için sürekli tetikte olmayı da gerektiriyor. Koltuk sevdası o kadar güçlü ki, bu uğurda her şey feda edilebiliyor. Bu gerçeklik, şehrin siyasi atmosferini sürekli hareketli ama bir o kadar da güvensiz kılıyor. Ne yazık ki bu çekişmeler, halkın beklentilerini gölgede bırakarak siyasetin amacından sapmasına yol açıyor.

Şanlıurfa siyaseti, koltuk uğruna feda edilen dostluklar ve bitmek bilmeyen hasetliklerle dolu bir sahne olarak varlığını sürdürüyor.